22 Kasım 2018 Perşembe

KÖTÜ GİDEN BİR EVLİLİĞİN DÜZELTİLMESİ İÇİN ÇİFTLERİN BİLMESİ GEREKENLEN

    
Evlilik hayat boyu bir ilişkidir ve çiftlerin değişik dönemlerde zorlu sınavlardan geçmeleri ve problemlerle karşılaşması kaçınılmazdır. İyi giden bir evlilik zamanla kötüye gidebilir ve ne zaman olursa olsun, çiftler ilişkilerini nasıl düzelteceklerini bilmelidir. Kötü bir evliliği tamir etmek kolay değildir, ancak imkansız da değildir. Kötü bir evliliğin boşanma ile sonuçlanması gerekmez. Evliliğinizin kurtarılmaya değer olduğunu düşünüyorsanız, kötü bir evliliği düzeltmek için aşağıdaki yollar çok yardımcı olabilir.

Genelde tartıştığınız konuların bir listesini yapın. Evliliğinizdeki sorunları göz ardı ederseniz, işler daha da kötüleşebilir. Kötü bir evliliğin onarılmasında, evliliğinize neler olduğunu analiz etmek ve ilişkinizdeki tartışmaları veya kavgaları tetikleyen şeylerin bir listesini yapmak faydalı olacaktır. Listeye oluşturduktan sonra, bu konulara bir son vermek için uygun çözümler bulun.

Dürüst mücadele edin. Evlilikte tartışmalar ve kavgalar kaçınılmazdır, ancak haklı olduğunuzda eşinize zarar verebileceğiniz anlamına gelmez. Dürüst mücadele demek eşinize takma isim kullanmamak, küfür etmemek, alay etmemek, olumsuz yorumlar yapmamak, kötü eleştirilerde bulunmamak ve onu utandırmamak anlamına gelir. Eşinizle kirli savaşmak hiçbir şeyi çözmeyecek ama durumu daha da kötüleştirecek. Kötü bir evliliğin tamir edilmesinde,  daha sonra pişman olabileceğiniz şeyleri söylemekten kaçınmak için, eşiniz tartışmayı alevlendirmeye başlarsa, sakin kalmayı öğrenmeniz gerekir. Çünkü en sinirli anlarda en kötü sözler söylenir ve genellikle bu sözler unutulmaz olur. İlerde evliliğin tamiri aşamasında karşınıza çıkacaktır.

Olumlu değişimi önce kendinizden başlatın. Başka bir kişinin tepkilerini kontrol edemeyeceğiniz kabul edilirse, sadece kendi tepkilerinizi kontrol edebileceğinizi anlarsınız. Kötü bir evliliği tamir etmek, eşinizin değişmesine zorlamak anlamına gelmez. Eşinizin değişmesi için zorlamak, ona bunu sürekli dikte etmek işe yaramayacaktır çünkü eşinizi değişmeye zorlamak onun daha çok direnç koymasına neden olacaktır. Eşinizi değiştirmeye çalışmak yerine, kendinizi daha iyi için değiştirmeye odaklanın. Evliliğinizdeki olumlu değişimi etkilemek için farklı olarak neler yapabileceğinizi düşünün.

Endişelerinizi olumlu bir şekilde ifade edin. Çok olumsuz olmak, başka sorunları davet eder. Endişeleriniz varsa, bunu olumlu bir şekilde ifade edin ve suçlayıcı olmayın ve parmak işaretlerinden kaçının. Endişelerinizi belirtirken, eşinizi suçlamak gibi görünmekten kaçınmak için “Sen” yerine “Biz” veya “Ben”i kullanın. “Sen bu şekilde yapınca.…” demek, yerine “Bu şekilde yapılınca…..” şeklinde söylenebilir. Kötüye giden şeyi belirtirken kişiselleştirmek yerine “biz”, “ailemiz” kavramları ile vurgulayın. Endişelerinizi ifade etme şekliniz, alacağınız yanıtı etkileyebilir.

Kararları birlikte verin. Bir evlilikte, çiftler çatışmaları önlemek için ortak kararlar vermelidir. Bazen çiftler karar vermede birbirlerine danışmazsa sorunlar ortaya çıkar. Farklılıklarınız varsa, birbirinizin endişelerini dinlemek ve ikinizi de memnun edecek kararlar almak önemlidir. Ortak bir karara varamazsanız, birlikte bazı şeylerden ödün vermek en iyisidir. Önemli olan, birbirinizin endişelerini dikkate almanızdır.

Başka bir ilişki düşünmeyin. Kötü bir evlilik, çiftleri aldatmalara karşı savunmasız hale getirir.  Evliliklerdeki aldatmalar en çok evliliklerin kötü giden dönemlerinde olmaktadır.  Aklıselim davranın ve her zaman başka bir ilişkinin sorunlu giden evliliğinizin çözümü olmadığını aklınızda bulundurun. Aldatma söz konusu olduğunda ise kötü bir evliliği tamir etmek çok daha zor olabilir. Evliliğiniz kötü günlerden geçerken başka bir ilişkiye girmeyi bırakın bunu düşünmeniz bile evliliğinizi düzeltmeniz için yapmanız gereken şeylere odaklanmanızı engeller.

Bir uzmandan yardım isteyin. Kötü bir evliliği tamir ederken, evliliğinizden vazgeçmeden önce tüm olası çözümleri kullanmak en iyisidir. Yardım aramadan önce kelimenin tam anlamıyla umutsuz olan çiftler vardır, ancak danışmanlık ve tedavi sonrası evliliğini devam ettiren çiftler vardır. Uzman yardımı almak için işler iyice çığırından çıkmadan harekete geçmek gerekir. Çünkü belli bir noktadan sonra uzman yardımı da işe yaramayabilir. Bazen çiftler basit problemleri bile uzlaşamadıkları için çözemez. Eşiniz ile birlikte problemleri çözmede tıkandığınızı hissederseniz uzman yardımı bu noktada devreye girmelidir. Her evliliğin kurtarılamamasına rağmen, boşanma kötü bir evliliğin çözümü değildir. Boşanma geçmesi gereken acı verici bir süreçtir, bu yüzden boşanmanın vermiş olduğu travmadan sizi kurtarmak için profesyonel yardım almak en iyisidir.

Kötü bir evliliği düzeltmek “çok iş” anlamına gelir, ancak kalıcı bir ilişki kurmak istiyorsanız, bunun için çok çalışmanız gerekir.  Birçok şeyden ödün vermeniz gerekebilir. Evlilik, sürekli beslenmesi gereken yaşam boyu bir ilişkidir. Bunun için de evli kaldığınız sürece bir sonraki gün için çalışmanız gerekir.









9 Temmuz 2018 Pazartesi

PSİKOLOJİK DESTEK

HER TÜRLÜ PSİKOLOJİK SORUNLARINIZ İÇİN

AİLE TERAPİSİ İÇİN

ÇOCUKLARINIZIN PROBLEMLERİ İÇİN




İRTİBATA GEÇEBİLİRSİNİZ.

LEVEL TIME PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ 📬 Ömerağa Mah. Alemdar Cd. Küpçü İşmerkezi İZMİT KOCAELİ

TEL📱: 05306244103

veya

armut.com'dan direkt benden fiyat teklifi alabilirsiniz.

⬇⬇ FİYAT TEKLİFİ İÇİN LİNK ⬇⬇
 ⬆   ⬆



EVLİLİK TERAPİSİ 💑



ÇOCUK RESİMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ👦


ÇOCUK GELİŞİM TESTİ👶


ÇOCUĞUM ANAOKULUNA- OKULA GİTMEYE HAZIR MI?  👨👩➡🏢




KİŞİLİK TESTİ 😠😤😨😕😩







SINAV KAYGISI 💁





 

ÖFKE KONTROLÜ 😠

PSİKOLOJİK DESTEK İLE




KENDİ BENLİĞİNİZİ GERİ KAZANIN ➡😊😀😁😃




8 Temmuz 2018 Pazar

ÇOCUK RESMİ DEYİP GEÇMEYİN


İnsanlar yazıyı keşfetmeden çok daha önce resim çizmeye başladılar. Resim çizerek hayatlarını zenginleştirdiler. Eski çağlarda mağara duvarlarına çizilen resimler onları çizen birinin varlığını, yaşam mücadelesini, düşüncelerini ve duygularını anlatır. İnsanlar resim çizmeyi hep sevmiştir, çünkü bir şeyler çizmek, kendini ifade etmenin evrensel bir yoludur. Aynı dili konuşmayan insanlar duygu ve düşüncelerini resim çizerek birbirlerine anlatabilirler. Kendini bir şekilde ifade eden insan ise iç huzuru yakalar.


Çocukların çoğu bir şeyler çizmekten zevk alırlar, onlar için resim çizmek bir çeşit oyundur. Yaptıkları resim onların iç dünyalarının bir yansımasıdır. Çoğu çocuk resim yaparken erişkinler gibi düşünmez ve duygularını sansürlemez. Bu nedenle çocukların psikolojik ve sosyal durumu hakkında bilgi elde etmek için onlara resim çizdirmek kolay bir yöntemdir. Çünkü değerlendirme amacı ile çocuktan zevk aldığı bir aktiviteyi aracı olarak kullanmak onları strese sokmadığı için etkili bir yöntemdir. Aksine psikolojik değerlendirme sırasında birçok çocuk kendilerine yöneltilen soruları yanıtlamaktan hoşlanmaz, susmayı tercih ederler, hatta psikolojik değerlendirme yarıda kalabilir. Resim çizdirme testi psikolog için ise hızlı ve kolaydır. Ayrıca resim çizme testleri konuşma yeteneği tam gelişmemiş çocuklar için kendini ifade etmenin kolay bir yoludur. Kelime dağarcığı nedeni ile içinde bulunduğu durumu anlatmak için yeterince kelime bulamayan çocuklar çizdikleri resimler ile kendini ifade edebilirler. Çocukların çizdiği resimler onların beyinlerinin kağıt üzerindeki yansıması olduğu için, düşünce ve duygularına açılan bir “penceredir”.
3 yaşından büyük çocuklar için rahatlıkla kullanılan bir test yöntemidir. Test için siyah keçeli bir kalemle boş beyaz bir kağıt yeterlidir. Test daha çocuk kalem ve kağıdı eline almadan başlar. Çünkü çocuklar resim çizerken, kullanacakları malzemelerini, boya kalemlerini, renkleri, desenleri ve çizim yapmak istedikleri şeyin kağıt üzerindeki boyutunu ve konumumu dikkatlice seçerler. Önlerine konan kağıdın duruş şeklini değiştirip değiştirmediği bile bir ip ucudur. 
Çocukların çizdiği aile resimleri, belirli bir andaki gelişimini araştırmada yardımcı olur ve olası sorunlar hakkında bazı fikirler verebilir. Tek bir çizim, çocuğun bakış açısının, ailesindeki rolünün, diğer aile bireyleriyle olan ilişkisinin ve benlik saygısının bir anlık görüntüsüdür. Ayrıca çocuk ve aileyi tanımada önemlidir. Yine çocuk resimleri bazı davranış ve inançların daha iyi anlaşılmasını sağlayan kültürel kalıpları gösterebilir. Değerlendirme sırasında ebeveynlere çocuklarının çizimi hakkında izlenimlerini sormak ve onların da fikrini almak bazı durumlarda anlaşılması güç olan şeyler hakkında fikir verebilir.
Çocuk resimleri yaşlara göre üç aşamada incelenir. Çünkü resim çizme yeteneği zamanla geliştiği için 3 yaşındaki çocuktan şekilleri beklenemez. Bu aşamalar: Karalama, Şema Öncesi Dönemem ve Şematik aşamalar.

Karalama (2-4 yaş): Bu aşamada, resimlerde gerçekçilik yoktur ve çoğunlukla bir sayfada sadece işaretler vardır. Kağıtta hiçbir şey yok gibi görünebilir, ancak bazen çocuklar “tesadüfi gerçekçilik” denilen bir şey yaratırlar. Bu, karalamalar yapıldığı zaman, basit şekiller gibi görünen bazı şekilleri veya çizimleri görebileceğiniz anlamına gelir.
Şema Öncesi (4-7 yaş): Bu aşamada, çocuklar gözleriyle gördükleri şeyleri kağıda yansıtmaya çalışırlar. Yüzler, çöp adamlar, arabalar, kamyonlar, ağaçlar ve evler gibi en basit şeyleri çizebilirler. Bu çizimlerde genellikle gerçekçi detaylar yoktur. Yaşı ilerledikçe bir evin önünde çiçek veya çubuk figürleri üzerindeki kıyafetler gibi bazı şeyleri eklemeye başlarlar. Öznel bir görüşe sahip olan çoğun resimlerinde hiçbir kısıtlama yoktur. Tamamen duyguları ve hayalleri ile hareket ederler. İçinden geldiği gibi resim yaparlar.

Şematik Aşama (+7 yaş): Bu aşamada birçok detay vardır ve çocuk kelimeler ve semboller kullanabilir. Kuşlar için “v” gibi zekice şekiller kullanabilirler. Becerileri izin verdiği ölçüde gerçekçi bir şekilde çizerler ve resmi belirli bir bakış açısından veya perspektiften gösterirler. Bu çizimlerle genellikle net bir hikaye anlatabilirler.

 Çocuk Resimleri Nasıl Yorumlanmalı 

Bu yazıyı okuduktan sonra veya internette benzer yazıları okuduktan sonra çocuğunuzun çizdiği her resme bir anlam yüklemeyin, kendi kendinize yorum yapmaya çalışmayın. Hepimiz çizimlerde gizli anlamlar bulmak isteriz, ancak gereğinden fazla yorum yapmak doğru değildir. Bazen çizimler sadece resimdir, unutmayın ki resim çizmek çocuk için bir oyundur. Çocuğunuzun resimlerini yorumlamak yerine çizdiği resmi fırsat olarak görüp onunla beraber resminin hikayesini konuşmak onunla olan bağınızı kuvvetlendirir. Ebeveynler bir resmin çok fazla yorumlayıp illa ki bir anlam yüklememelidir, bunun yerine çocuğun kendisinin resminin ne anlama geldiğini anlatmasına izin verilmelidir.
Çocuk resimlerini yorumlamak uzmanlık gerektirdiği için çok fazla ayrıntıya girmeden bazı genel kurallardan bahsetmek istiyorum.
Cinsiyet ve renk tercihi. Örneğin, daha baskın veya talepkar çocuklar daha koyu renkler kullanma eğilimindedir. Kızlar daha sıcak renkleri kullanmaya eğilimli olurken, erkekler daha soğuk renkleri tercih ederler. Buna karşın küçük çocuklar ana renkleri kullanırlar. Yeşil bir çocuğun daha yaratıcı olduğu, sarı mutlu olduğu anlamına gelir. Kırmızı ise heyecanın rengidir ve çocukların çoğunun kullanmayı sevdiği renktir. Çünkü heyecan duymayan çocuk yok gibidir. Kahverengi hüzün, siyah sorun, turuncu endişe, mavi sakinlik ve uyum demektir. Ancak bunlar her zaman geçerli değildir.
Kağıttaki yer ve yön seçimi de önemlidir. Sol tarafa çizimler geçmişi ve bilinçaltını ve gerilemeyi çağrıştırırken, sağ taraf ise daha çok gelecek ve iletişim ihtiyacı olduğunu gösterir. Sayfanın altındaki çizimler genellikle güvensizlik veya yetersizlik duyguları anlamına gelir. Sayfanın ortası bugünü ve yaşamının merkezini temsil eder.
Şekillerin boyutları önemlidir. Daha büyük olanlar daha baskın kişileri temsil edebilir. Abartılı elleri olan kişiler çocuğa şiddet uygulayan bir kişi anlamına gelebilirken, küçük ayaklar çocuğun istikrarsız veya dengesiz hissetmesi anlamına gelebilir.
Bir çocuk genellikle aile üyelerini belirli bir düzende çizer ve kendisini ailede en yakın hissettiği kişiye yakınlaştırabilir. Ayrıca, çoğu zaman aile üyeleri için kendisine nasıl davrandığını açıklayan farklı yüz ifadeleri de olabilir. Aynı zamanda, insanların kendisi için ne kadar önemli olduklarını göstermek için farklı boyutlar kullanabilir; kişi ne kadar büyükse, o çocuk için önemli, ya da daha baskın biri anlamına gelebilir. Resimdeki aile üyelerinin konumu yakınlığı gösterebilir; eğer aile birlikte ve mutluysa, yan yana çizebilir.
Araştırmalar bir çocuğun ne hissettiğinde daha çok nasıl çizdiğini ortaya koymuştur. Örnek verirsek;
Kontrolsüz Çocuk: Büyük figürler, boyunsuz ve asimetrik uzuvları olan insanlar.
Endişeli Çocuk: Bulutlar, yağmur, uçan kuşlar, gözleri olmayan insanlar.
Utangaç Çocuk: Kısa figürler, burun ya da ağızı olmayan insanlar, vücuda yakın hatta yapışık küçük kollar.
Kızgın Çocuk: Büyük eller ve dişler, uzun kollar, çapraz gözler.
Güvensiz Çocuk: Canavar figürler, minik kafalar, elsiz insanlar ve eğimli figürler.
Ayrıca çocuklar sözlü veya fiziksel şiddete maruz kaldıklarında resimlerinde bunu anlatabilirler. Ayrıca cinsel istismara uğrayan çocukların çizdiği resimler bir uzmanın yorumu sonucunda mahkemelerde delil olarak kabul edilmektedir. Bundan yaklaşık 5 sene önce kendi başımdan geçen bir olay şöyle gelişti. Komşum çocuğunu ilk kez anaokuluna göndermiş ve 3-4 ay boyunca çocuğu her gün eve mutsuz gelmekte ve her sabah anaokuluna gitmekte problem çıkarmaktaydı. Tuvalet alışkanlığında gerileme olmuştu, evde öfke nöbetleri geçirmekteydi. Komşum bunu çocuğunun ailesinden ilk kez ayrı kaldığına yorumladığı için 3-4 ay sonra benim ile paylaştığı için müdahil oldum. Kendisinden çocuğundan okul resmi çizmesini istedim. Bana getirdiği resimde çocuk kendisini sol alt köşede küçücük, kendisinin yanında ona doğru eğik duran büyük kafası olan, gözleri ve ağızı büyük bir kadın figürü çizmişti. Bundan çocuğun okulda öğretmeni tarafından sürekli sözlü şiddete uğradığını düşündüm. Çocuğun okulu değiştiğinde her şey yoluna girmişti.
Sonuç olarak algıladığımız her şey, diğer insanların algısından etkilenir. Çocuklar sadece çizme yeteneklerini değil, aynı zamanda bilgilerini ve görsel algılarını da ortaya koymaktadır. Bu unsurlar, ayrıntılı düşünme süreçlerinin ve zihinsel temsillerin gelişimi için hayati öneme sahiptir. Çizimler bilgi, yaş ve çizme becerisinden etkilenir. Resimler değerlendirilirken çocuk yaşı ve bilişsel gelişimi dikkate alınması gereken önemli faktörlerdir. Örneğin 7 yaşından büyük çocuklar resim çizerken perspektife dikkat ederek uzaktaki figürü küçük çizerken daha küçük çocuklar perspektif kavramı gelişmediği için kendileri için önemsiz figürleri küçük çizebilirler. Çocuklar çoğu zaman kağıda yansıttıklarından çok daha fazlasını düşünür ve bilirler. Yukarıda da belirtiğim gibi kağıt üzerindeki çizimler onların düşünce ve duygularına açılan “sadece bir penceredir”, pencerenin arkasındaki alanın büyüklüğünü tahmin etmek çok zordur.
Bilişsel gelişim ve çizim becerileri, çocukların resmini analiz ederken göz önünde bulundurulması gereken önemli faktörlerdir. Çocuk resimleri çevresel algılarının ne kadar geliştiği hakkında değerli bilgiler sağlayabilir. Çevresel algılarının ne kadar gelişmiş olduğu ise zihinsel gelişiminin önemli bir göstergesidir. Çocukların çizim yaparken kullandıkları yöntemler nasıl planlama yaptıklarının ve becerilerini nasıl organize ettiğinin anlaşılmasına olanak verir. Bundan dolayı bir çocuk tarafından çizilen resmin analiz edilmesi sadece kağıdın üzerindeki çizimlere bakıp yorumlamaktan ibaret değildir. Ebeveynler olarak çocuklarınızın çizdiklerine bakıp yorum yapmak yerine onlarla resimler hakkında konuşup onları yaptıkları iş hakkında tebrik ederek cesaretlendirmek en iyisidir. Unutmayınız ki resim çizmek onlar için çok eğlencelidir, bazen çizimler sadece resimdir.  






29 Haziran 2018 Cuma

AİLE TERAPİSİ: GİTMEK İÇİN GEÇ KALMAYIN

Evli çiftler kötü giden evlilikleri için bir danışmana başvurduğunda en çok “evliliğimiz kurtarılabilir mi?” veya “evliliğimizi devam ettirmemiz için karar vermede bize yardımcı olabilir misiniz?” diye gelirler. Bunlar cevaplanması zor sorular olsa da, evlilik danışmanlığı zor iştir ve hiçbir garantisi yoktur. Ama evliliğin kötü gittiğinin farkına varıp bir profesyonelden yardım almak için başvurmak doğru verilmiş bir karardır. Çünkü danışman tarafsız davranarak ilişkiye ayna tutar.
Zamanlama, evlilik danışmanlığının işe yarayıp yaramayacağının önemli bir unsurudur. Ne yazık ki, çoğu çift kötü giden evliliklerini düzeltmek için çok uzun süre bekler, danışmana başvurduklarında çoğu zaman iş işten geçmiştir. Bundan dolayı evlilik terapisine başvuran çiftlerin çoğu boşanmaktadırlar. Evlilik terapisi birçok çift için boşanma terapisine dönüşmektedir. Çiftlerden biri kafasında evliliği bitirmiş ise terapi sırasında düşünce ve endişelerini dürüstçe danışman ile paylaşmaz ve terapiyi boşanmak için kullanabilir.
Hiç kimse problemlerle uğraşmak için evlenmez. Herkesin hayali mutlu olmaktır. Her evlilikte zaman zaman birtakım sorunlar olur. Ancak; Problemsiz olmaz denilen evlilikte ne zaman bir danışmana başvurulmalıdır? Hangi problemler evlilik danışmanlığına götürmelidir? Hangi problemler erkenden danışmana götürmeli?
   Birbiriniz ile yeterince konuşmuyorsanız:
   Sorunlu ilişkilerdeki en önemlisi problem iletişimsizliktir. Bir terapist çiftlerin birbirleriyle iletişim kurmanın farklı yollarını bulmada yardımcı olabilir. İletişim bozulduğunda, zamanında giderilmez ise düzeltmek zor olabilir.
        Konuşuyorsunuz ama hep  olumsuz ve   eleştirel ise:
   Olumsuz iletişim, eşlerden birini yargılanmış, utanmış, göz ardı edilmiş, güvensiz veya konuşmadan geri çekilmek istemesine neden olabilir. Olumsuz iletişimde konuşma tonunun nasıl olduğu da önemlidir, çünkü ne söylediğin değil nasıl söylediğin de ön plana çıkabilir. Olumsuz iletişim eşler arasında duygusal tacize de neden olabilir.


      Sorunları konuşmaktan korkuyorsanız:
       Sorunların gündeme getirilmesinde bile endişe duyuluyorsa. Bu, cinsel yaşamdan ailenin parasal konularına kadar her şey olabilir. Hatta eşlerden birinin diğer eşi rahatsız eden basit küçük alışkanlıkları bile olabilir, ama rahatsız olan eşin bunu diğer eşe söylemekten bile korkması. Bir terapistin, bir çiftin sorunlarının netleşmesine yardımcı olabilir ve onların gerçekten konuştuklarını anlamalarına yardımcı olabilir.
     Sevgi cezalandırma aracı olarak kullanılıyorsa:
    Eşlerden birinin büyük-küçük şeyler fark etmez öfkelenmesi ve sevgisini ceza aracı olarak kullanıyorsa veya sessiz kalarak diğer eşi yola getirmeye çalışıyorsa. Çiftlerden birinin diğerine karşı “ebeveyn” veya “cezalandırıcı” gibi davranması, ilişkide denge eksikliği olduğunu gösterir. 
       Eşinizi rakip olarak görüyorsanız:
    Siz ve eşiniz aynı takımdasınız. Farklı     taraflarda olduğunuzu hissetmeye başladığınızda yardım isteme zamanı gelmiştir.
 
Sır saklıyorsanız:


    Bir ilişkideki her kişinin gizlilik hakkı vardır, ancak birbirinizden sır saklıyorsanız, bir şeyler doğru değildir. Geçmişteki ciddi hastalıklar, aylık kazanç, geçirilmiş evlilikler, ailelerin geçmişleri vs... Eşinizden sakladığınız sır gün yüzüne çıktığında nasıl bir tepki ile karşılaşacağınızı kestiremeyebilirsiniz. 
  Başka bir ilişki veya yaşam tarzı düşünüyorsanız:
 
    Şu anda sahip olduğunuzdan farklı bir ilişki veya yaşam tarzı hayali kuruyorsanız mevcut evliliğiniz sizi mutlu etmiyor demektir. Bu durumda terapi için başvuran çiftler sürece bağlı kalır ise sorunlar çözülebilir. Çünkü terapi sürecinde çiftler dürüst davranır ise aslında çok farklı isteklerinin olduğu ve bunu diğer eşe söyleyemediği ortaya çıkmaktadır.
        Mali olarak sadakatsizlik ve anlaşmazlık varsa:
    Cinsel sadakatsizlik kadar evliliğe zarar vermese de mali sadakatsizlik de evliliğe zarar verebilir. Eğer eşlerden birinin aylık kazancı veya yaptığı harcamaları konusunda karanlık noktalar varsa, veya parayla ilgili her şeyi kontrol etmek istiyorsa diğer eşin ailenin parasal konularını gündeme getirmeye hakkı vardır. Çünkü eşlerden birinin mali sadakatsizliği başka problemlere davetiye çıkaracaktır. Eğer bu tarz problemleriniz varsa aile içi çatışmaları çözmek için bir uzmana danışmak gerekir.
 
  Eğer eşim değişirse her şey düzelir diye inanıyorsanız:
    Değiştirebileceğiniz tek kişi kendinizdir. Eğer eşinizin değişeceğini bekliyorsanız uzun zaman bekleyeceksiniz. Kim olduğunuzu ve neyi istediğinizi daha iyi anlamak için bir terapiste gitmeniz gerekmektedir. Daha sonra, eğer sorunlar devam ediyorsa, birbirinizle daha iyi ilişki kurmak için farklı yöntemler öğrenmek için birlikte terapiste başvurun.

        Ayrı hayatlar yaşıyorsanız:
   Çiftler evli bir çiftten daha çok ev arkadaşlarına dönüştüklerinde, evlilik danışmanına başvurmanın zamanı gelmiştir. Bu bir çiftin her şeyi birlikte yapmadığı için sorun yaşadığı anlamına gelmemeli. Daha ziyade, iletişim, konuşma, yakınlık ya da sadece “birlikte var olduğunuzu” hissetmiyorsanız, nerede hata olduğunu ve bunun nasıl düzeltilebileceğini anlamaya yardımcı olabilecek bir terapistten yardım alma zamanı gelmiştir.

        Cinsel hayatınız önemli ölçüde değiştiyse:
    Evliliklerde bir süre sonra cinsel hayatın biraz değişmesi alışılmadık bir şey değildir. Ancak, yatak odası ile ilgili önemli değişiklikler doğru değildir. Bu arada cinsel hayattaki beklenmedik artış bazı sorunların işareti olabilir. Çünkü eşlerden biri, yanlış bir şey olduğunu düşündüğünde bir şeyi telafi etmeye çalışıyor olabilir.

  Aynı küçük şeyleri tekrar tekrar tartışıyorsanız:
    Her bireyi tetikleyen davranışlar vardır; bunlar diğer insanların çoğunu rahatsız etmeyecek şeylerdir ancak o kişiyi çılgına çevirecek özel şeylerdir. Bulaşık makinesinin nasıl doldurulduğu, akşam yemeğinde sık sık aynı şeylerin yenmesi, kirlilerin sepete atılmaması, lavaboda saç bırakılması, diş macunun ortadan sıkmak gibi basit şeyler eşlerden birini çılgına çevirebilir. Diğer eş ise bu durumda çoğu zaman bu kavgaların neden devam ettiğini ve tekrarlamaması için neler yapabileceğini bilemez. Eğer sizde sürekli olarak “ceviz kabuğunu doldurmayan” nedenlerden dolayı kavga ediyorsanız beraber gideceğiniz terapist sorunlarınızın gerçek kökeninin ne olduğunu anlamanıza yardımcı olabilir.

        Çocuklar evlilik hayatının merkezi olmuşsa veya çocuklar için evliliği devam ettiriyorsanız:
  Evlilikte aile hayatının merkezi çocuklar olmamalıdır. Çocuklar için yaşıyorsanız hatta evliliğinizi çocuklar için devam ettiriyorsanız sadece ebeveynsinizdir. Genellikle çiftler çocuklarına iyi baktıklarında mutlu bir aile olduklarını düşünürler. Bazı çiftler ise çocuklar için birbirlerine saygılı davranmayı becerir ancak sevgili gibi davranamazlar. Çocukların sezgileri çok kuvvetlidir. Çiftler ne kadar iyi mutluluk taklidi yapabileceklerini düşünürse düşünün, çoğu çocuk bunu anlar. Bir evliliğin devam etmesi kararı verildiğinde çocuklar sebep olmamalıdır.
Yukarıda da bahsettiğim gibi ne yazık ki, çoğu çift yolunda gitmeyen evliliklerinin düzeltilmesi için çok uzun süre beklemektedirler. İlişki ve evlilik uzmanı Amerikalı ünlü Psikolog Dr. John Gottman'a göre, çiftler yardım almadan önce ortalama altı yıl boyunca mutsuz olarak yaşamaktadırlar. Gerçekte, daha erken aile terapistine başvuranlar daha çok fayda görürler. Eğer evliliğinizde işler yolunda gitmiyorsa neyin kötü gittiğini bulamıyorsanız veya kendi başınıza çözemiyorsanız diğer işlerinizi bir kenara bırakın ve evliliğinize zaman ayırın, aile danışmanına gitmek için zaman ayırın. Aksi takdirde boşanmak için daha çok zaman ve çaba sarf etmek zorunda kalırsınız.
Maalesef ülkemizde “Aile Danışmanlığı Kültürü” tam olarak yerleşmediği için birçok "Mutsuz Evliliklerde" çiftler aile danışmanına gitmeyi masraf olarak görmektedirler. Bir kısım çift artık geri dönüşü olmayan yola girdiklerinde son çare olarak danışmana başvurmakta, bir kısım çift ise aile danışmanına gitmeyi bile düşünmemektedir. HİÇBİR MADDİ MASRAF BOŞANMANIN SONUCUNDA ORTAYA ÇIKAN MANEVİ BEDELİ KARŞILAYAMAZ.